Knots: SEYHUN TOPUZ

28 October - 3 December 2011

 

Seyhun Topuz sanatta kırkıncı yılında Galeri Nev İstanbul’da 11. kişisel sergisini açıyor. Sanatçı “Düğümler” adını verdiği bu sergisinde her zamanki gibi lirik ama süslemeden uzak dokuz adet yeni heykel sergiliyor.


Hep kendine ait formların peşinde olan Topuz, yarattığı sarı, kırmızı, siyah, mavi, beyaz gibi renklerde ve mükemmel orantı duygusuna sahip heykeller için şöyle diyor: “Benim heykellerimin Doğu’ya özgü lirik bir dili, şiirsel bir tarafı da var. 1970’li yılların başından itibaren, heykel çalışmalarımda “kare”, “daire”, üçgen” gibi doğal referanslardan arınmış, soyut formlarla uğraşıyorum. Her çalışma için tek bir biçim seçiyor ve o biçimin heykel dilindeki olanaklarını araştırıyorum. Yıllar içinde aynı formu tekrar tekrar ele aldığımda nasıl çeşitlenip farklılaşabildiğine yeniden bakıyorum.”


Evrim Altuğ bu sergiye eşlik eden katalogda sanatçının “Düğümler”ine dair şu açıklamada bulunuyor: “Bu nazik, sevecen ve duygusal düğümlerin hepsi, bugüne kadar izlediğimiz kareleri, daireleri, kırık formlarıyla kendi metafizik dilini maddede yoğuran Topuz’un ısrarlı, saygıdeğer, özüne sâdık estetik alfabesinde yeni birer olasılığa, heyecana işaret ediyor. Düğüm ve dairelerin odakta olduğu bu sergi, sanatçının alüminyum malzemeyle iki yılda olgunlaştırdığı formları, birbirinden farklı ‘gam’lardaki renk yorumlarıyla, görsel bir şenlik, bir enerji girdabı. Sanatçı, yapıtlarını üretirken kendine belli bir tema seçiyor; ardından bunun etrafında farklı versiyonlar oluşturuyor.”

 

Seyhun Topuz 1971 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Heykel Bölümü’nden mezun oldu. 1974’te aynı bölümde asistanlık yapmaya başladı. 1978-1980 yılları arasında çalışmalarını New York’ta, heykeltıraş Jose de Creeft ile sürdürdü; 1983’te bir yıl geçirmek üzere New York’a yeniden gitti ve aynı yıl Maçka Sanat Galerisi’nde ilk kişisel sergisini açtı. 1972 yılından başlayarak çeşitli grup sergilerine davet edilen sanatçı, 1987’de ilk İstanbul Bienali’ne katıldı ve 2008 yılında Aydın Doğan Ödülü’ne layık görüldü.