Murat Morova’nın son dönem işlerini kapsayan “Cosmic Latte” adlı kişisel sergisi, 1 Şubat 2019’da Galeri Nev İstanbul’da açılıyor. Yıllar içinde kendine özgü görsel bir ikonografi geliştiren sanatçının kendi içinde bütünlüklü bir anlatıya sahip olan dizisi, 16 Mart 2019 tarihine kadar izlenebilecek.
Bilim insanlarının evrenin ortalama rengine ulaşmak için yaptığı çalışmalar neticesinde, evrenin şu anki renginin “Cosmic Latte” olduğu biliniyor. Murat Morova’nın, makrokozmostan mikrokozmosa varan evrensel bütünlüğü döngüsel zaman etrafında hikayeleştiren sergisi de adını işte bu renkten alıyor. Uzun yıllardır, kaynağını İslam estetiğinin heterodoks yanından alarak kendine özgü simgesel bir dil yaratan sanatçının işleri, Doğu ve Batı kaynaklı semboller, metaforlar ve mitler üzerine yoğunlaşıyor.
Morova’nın bu sergideki işlerinde Leonardo da Vinci’nin anatomi çizimlerinden Nicolas de Nikolay’ın doğulu derviş gravürlerine; Caspar David Friedrich ve Alman romantik peyzajlarından Hoca Ali Rıza’nın desenlerine; Frederik Ruysch çizimleri ve tekke resimlerinden Osmanlı çarşı ressamlarına yapılan atıflar, serginin genel okumasında yol gösterici referans noktalarını oluşturuyor. Tasavvuf dünyasının zengin felsefe geleneğiyle içinde barındırdığı sanatsal ifade ve estetik normları, sanatçının şifre çözümlemelerinde kullandığı zengin kaynaklar olarak bu kez Batı’nın semboller ve estetik dünyasıyla buluşuyor.
Morova, evrene ve insana karşı hassasiyetini ise yol gösterici ve sembolik detaylar barındıran insan-ı kâmil figürüyle somutlaştırıyor. Yarattığı eklektik estetik içinde her kültürde insan olmanın doğasını vurgulayan sanatçı, insan-ı kâmil figürünün hikayesini aşina olduğumuz estetik dil ve peyzajlar etrafında kurguluyor. Öte yandan, Morova’nın “durgun ve durağan olmayan sistemli bir bütün” olarak yorumladığı İslam estetiği, bugünün güncel sanat pratiklerine yaklaşması açısından da ele alınıyor.
Semboller ve şifreler, “Cosmic Latte” rengindeki evrenin Morova’nın işlerindeki insan-ı kâmil figürü içinde toplandığını gösteriyor; mikro evreni de makro evreni de içinde barındıran ve hangi kültürde olursa olsun aynı erdeme sahip olan figür, aslında kendinde hepimizden bir parça taşıyor. Zengin bir kültürel ve felsefi okuma gerektiren işlerde sanatçının yarattığı simgesel dil ise, meşakkatli ve bir o kadar keyifli bir anlamlandırma sürecinin yolunu açıyor.