Cevdet Erek
“çepeçerçeve”
27 Ekim - 2 Aralık 2023
Cevdet Erek’in Türkiye’deki ilk kişisel galeri sergisi “çepeçerçeve”, 27 Ekim – 2 Aralık 2023 tarihleri arasında Galeri Nev İstanbul’da gerçekleşiyor. Erek’in Berlin’deki neugerriemschneider’de devam eden “in circulation” adlı sergisindeki eser grubunu gelişme ve üretim aşamaları Galeri Nev İstanbul’da gerçekleşen yeni denemeleriyle buluşturan serginin adı ise, ‘çerçeve’ ve ‘çepeçevre’ kelimelerinin birleştirilmesinden türetildi. Sergi, nesnelerin kendi aralarında ve ziyaretçiyle ilişkilenme biçimleriyle çok katmanlı bir düşünsel alan oluşturmayı hedefliyor.
Sergi alanının merkezinde yer alan Ana Kulağı, Erek’in pratiğindeki ilk figüratif çalışma olarak tanımlanabilir. Eserin çıkış noktası, insan kafasını temel alan ve insan duyumuna yakın bir şekilde ses kayıtları almaya yarayan dummy-head (Almanca’da Kunst-kopf) mikrofon tipidir. Erek çalışmasında, averaj insan kafası boyutu ölçümlerine dayanan -genelde batılı ve erkekvari bir görünümde olan- kafanın formunu özelleştiriyor ve hareket katıyor. Ana Kulağı, sanatçının annesinin foto taramayla elde edilen bir üç boyutlu modeli kullanılarak üretildi. Nazikçe sallanan bu suretin hareketinin çıkış noktalarını, hem insanların ritmik müzik ile birlikte yaptıkları bilinçli veya bilinçsiz kafa hareketleri, hem de özellikle yaşlıların nörolojik ve benzeri nedenlerle yaşadığı istemsiz kafa seğirmesi (tremor) oluşturuyor. Erek, bu eserle pandemi döneminden bu yana yoğun şekilde birlikte vakit geçirdiği annesinde görülen bu durumu ve aralarındaki hassas ilişkiyi, uzun süredir üzerinde çalıştığı ritim-mekân-beden ekseniyle kesiştiriyor. Heykelin kulaklarına yerleştirilen ve ilk bakışta kulaklık gibi görünen binaural mikrofonlar ise, sergi alanında yer alan diğer nesnelerin yerleşimi -bir sahne- için bir referans noktası haline geliyor. Heykelin sağında, solunda ve karşısında, Erek’in def yapımcısı ve defzen Sami Hosseini’yle iş birliğiyle ürettiği Def serisi konumlanıyor. Geleneksel def çalgısının derisinin çıkarılarak yalnızca kasnağının ve metal halkalarının korunmasıyla şekillen Derisiz Def, havada asılı bir şekilde duruyor ve nesne, çalgının geleneksel kullanımını göz ardı etmeden farklı etkileşimlere geçilmesine de imkân veriyor. Geniş Derisiz Def, öncülünün iki katı boyutta üretilerek içine girilebilecek bir alan yaratıyor ve dinleyici için bir nevi akustik tam kuşatma (immersion)alanı yaratarak icracı-deneyimleyen-enstrüman arasındaki mesafeyi neredeyse yok ediyor. Bu deflerinaralarında gezinen kişi, çemberleri iki yandan kavrayıp hareket ettirerek metal halkaların birbirine ve kasnağa değmesiyle yarattığı hışırtılara kulak verebilir, bir diğeri geniş çemberin içinde durarak ses ve ritimler tarafından kuşatılabilir veya onların mekânda uçarcasına süzülüşünü izleyebilir. Heykelin karşısında, uzaktan bakışta cetvel hissi veren ancak yaklaşınca halka dizilimiyle deflerin varyasyonu olduğunu anladığımız eser ise, sanatçının cetvelleriyle defler arasında bir ara form olarak düşünülebilir. Def dairesinin çevre uzunluğuna eşit düz çizgiye dönüştürülmesiyle oluşan Derisiz Cetvel Def, dairesel kasnağın döngüsel zamanı temsil edebileceği bir bakışta, kaba bir doğrusal zaman göstergesi rolü oynamak istiyor. Halkalarının eksiltilerek düzenlenmesiyle basit bir görsel notasyon sistemi de ortaya çıkıyor.
Erek’in fikir ve üretim sürecini galeride gerçekleştirdiği çepeçerçeve serisi,geleneksel resim sanatının sergileme yöntemini dikdörtgen bir stadyum mimarisinin aşırı-indirgenmiş bir haliyle çarpıştırıyor. Bu fikirle ortaya çıkan ve mekânın yüzeylerinde konumlanan nesneler, küçük varyasyonlarla serginin deneyimsel alanına farklı katkılar sağlamayı amaçlıyorlar.[1] Serginin girişinde yer alan çepeçerçeve- Misafir Tribünü, bir kale arkası tribünün kenarına sıkıştırılmış misafir (deplasman)seyircisi bölümünü, klasik altın varak uygulamasıyla vurguluyor. Sanatçı, İstanbul futbol takımlarının rekabetinde son on yıllarda gözlemlediği dönüşümü, ülkeler, sınırlar, kimlikler, grupların istekli veya domine edilmiş ayrışmalarıyla ilişkilendirmeyi deniyor. çepeçerçeve- Mono!, aynı boyuttaki çerçeve futbol stadyumlarında tribünlerin peş peşe haykırarak oluşturdukları sloganların tonunu sanatçının sesiyle taklit etmesiyle “çok sesli mono” bir ortam oluşturuyor. çepeçerçeve- Halkalı Stadyum’da ise, çerçeve stadyum yükseliyor ve içine metal halkaların sıralanmasıyla bir ses üretecine dönüşerek deflerle melezleşiyor. Günümüz Türkçesine Farsça’da “dört çubuk” anlamındaki “çar-çube”den gelen çerçeve, dört tarafın çizgilerle çevrilmesini de ifade ediyor.
Metrik sistemin doğrusal bir yapıya aktarılmasıyla geliştirilen bir ölçme aracı olan cetvel de esasen çerçeveyi oluşturan dört çubuktan biri. Hatta 1889’da Henri Tresca tarafından üretilen metre prototipine “Tresca çubuğu” dendiği biliniyor. Ancak tıpkı dikdörtgen gibi, cetveli de tek bir işlevle sınırlandırmak mümkün değil. Ölçmeyi sağlamanın yanı sıra yolundan sapan, boşlukta süzülen bir çizgiyi hizaya getiren, kontrol altına alan cetvelin de iktidarla ve sınırlarla ilişkisinden söz etmek mümkün. Erek’in 2011 tarihli Yüzyıl Cetveli (Takvim ve Harf Devrimli) işi, bu serginin tarihleriyle örtüşen Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yıldönümü vesilesiyle, bu sefer 2023’ten geri ve ileri yönelen iki yeni cetvele dönüşüyor.Tarihlerin iktidarını kişisel hafıza, yazı, takvim ve gelecek tahayyülleriyle buluşturan bu işler bilinenle bilinmeyen, yaşanan yaşanmayan arasında gidip gelmeye imkân tanıyor. Sanki bir resmi kavrayacakmış ama diğer kenarların ayrılmasıyla yalnız kalmış gibi görünen Doğu Defi, galerinin deposundaki bir resmin çerçevesini tekrar ediyor, metal def halkalarını düşey bir doğrultuda sıralıyor ve yatay zaman temsilleriyle dik bir şekilde karşılıyor.
*Sanatçının neugerriemschneider’daki “in circulation” sergisi kurulumu sırasında ve İTÜ MIAM Stüdyosu’nda defler ve binaural mikrofonları kullanarak yaptığı kayıtlar, sergi süresince galeri mekânında yer alan masadaki tabletler ve kulaklıklar aracılığıyla Bandcamp üzerinden çevrimiçi bir albüm olarak dinlenip indirilebilir.
[1]bir ülkeyi temsil eden
yatay bir dikdörtgen
sınırları temsil eden
yatay bir dikdörtgen
(sessizlik), 20 Nisan 2017
Cevdet Erek’in 2017 yılında 57. Venedik Bienali Uluslararası Sanat Sergisi, Türkiye Pavyonu için yaptığı “ÇIN” adlı yerleştirmenin broşüründe dikdörtgenle ilgili ifadesi.