Tanıdık olanın tekrarı, resimdeki detayların nefes almasına ve güzellik arayışındaki izleyicinin resmin katmanlarında kaybolmasına izin verir. “Hiper-fotoğrafçılığın” öncüsü olarak bilinen Fransız fotoğraf sanatçısı Jean-François Rauzier’nin yapıtlarının büyüsü budur. İlk bakışta Rauzier’nin eserleri kaotik, hatta gözü yoran imajlar olarak algılanabilir. Fakat, kurguladığı bu gigapixel dünyaların cazibesi, parçalara ayırıp tekrar armoniyle bir araya getirdiği imajların hayranlık uyandıran yapısında yatar.
Rauzier’yi anlamak dijital fotoğrafçılığın özünü, özellikle “hiper-fotoğrafçılık” ile ulaştığı mertebeyi kavramayı gerektirir. Fotoğrafın hareketli filmin aksine izleyiciyi uzun süre meşgul edememesini mesele edinen Rauzier, dijital fotoğrafçılığın imkanlarını kullanarak, kendi karmaşık manzaralarını yaratmak üzere fotoğrafı bozar ve çoğaltır. Bu tekniği 2002’den beri uygulayan Rauzier’nin hiper-fotoğrafları, standart bir fotoğraftan on bin kat daha yüksek çözünürlüktedir ve 600 ila 5.000 fotoğrafın bir araya gelmesinden oluşur.
Fotoğrafçılar sıklıkla yakın ya da geniş açılı çekim arasında kalırlar. Çalışmalarını Paris’te sürdüren sanatçının tekniği de tam olarak bu ikilemi ortadan kaldırır; her iki açının bir arada kullanılabileceği bir alan imkanı tanır. Belli bir mesafeden bakışta tek bir görünüm olarak algılanan eserler yakından incelendiğinde, mimari ögeler, doğada gizli hayvanlar gibi pek çok yeni detay farkedilmeye başlanır.
Jean-François Rauzier’nin Galeri Nev İstanbul’da gerçekleşen ikinci kişisel sergisi sanatçının çeşitli “ütopik dünya”larından birer kesit yansıtan “Arches” (Kemerler), “Ideal Libraries” (İdeal Kütüphaneler) ve “Andalusia” (Endülüs) serilerinden oluşmaktadır. Sergide yer alan eserler, sanatçının gözle görülenin ötesindeki vizyonu ile sayısız detaya sahip, eşsiz fotoğraflar yaratabilme gücünün ispatıdır. Sanatçı, devasa büyüklükteki fütürist bir bahçeyi resmettiği “Jardin Abyssal”inden; mermer cephelerle doğayı karşı karşıya yerleştirdiği “Alhambra” fotoğrafına kadar tüm eserlerinde günlük gerçekliği dönüştürmeyi başarmaktadır.
Fotoğrafçılık kariyerine moda ve reklamcılık endüstrisinde başlayan Jean-François Rauzier, 2000’li yılların başında sanat fotoğrafçılığına yöneldi. Los Angeles Foundation Annenberg; MoMA-Moskova; Palais des Beaux-Arts-Lille; Museu de historia Nacional or Rio ve son olarak Brasilia Modern Art Museum gibi kurumlarda kişisel sergiler açtı. 2008’de Arcimboldo dijital fotoğrafçılık ödülü, 2009’da APPPF ve 2011 yılında Eurazeo ödülüne layık görülen Rauzier’nin detaycılığı, sanat camiasında ona ayrı bir tanınırlık getirdi.
Sanat eleştirmeni ve küratör Damien Sausset’nin, “gerçeğe büyüsünü geri kazandıran bir sanatçı” olarak tanımladığı Rauzier’nin sergisi 5 Şubat – 5 Mart tarihleri arasında Galeri Nev İstanbul’da izlenebilir.