“Öteki Ayaklanmalar” şiddetin araçsallaştırılma ve meşrulaştırılma biçimlerini sorgulayan eserleri bir arada sunmaya yönelik bir deneme olarak değerlendirilebilir. Estetik deneyimden yola çıkan araştırma fiziksel, sistematik ve kurumsal boyutlarda varolan şiddetle ilgili varsayımlarımızı kaçınılmaz bir dönüşüme uğratır. Bu çerçevede “Öteki Ayaklanmalar” izleyiciyi direniş üzerine yeniden düşünmeye, alternatif eleştirel söylemlere olanak tanımaya çağırır. Sergi, Zizek’in özgürleştirici terör kavramı gibi güncel teorilerin şiddete verdikleri onayı keskin bir kuşkuculukla değerlendirmeye yönelir. Mike Berg, İnci Eviner, Ali Kazma, Murat Morova, Hale Tenger ve Nazif Topçuoğlu’na ait eserler keşfedilmeyi bekleyen bu bölgede farklı noktalarda konumlanırlar.
Güncel politikada, şiddetin keyfi araçsallaştırılma biçimlerinin, popüler demokrasilerin güçlendirdiği, kendi kendilerini doğrulayan post-modern söylemlerin şiddet övgüleriyle paralel ilerlediğini ortaya koyduğumuzda, evrensellik fikrine yaslanmayan, çürütülmeyi bekleyen iddialardan uzak ve etkin bir şiddet eleştirisi bir gereklilik olarak karşımıza çıkar. “Öteki Ayaklanmalar” Galeri Nev İstanbul’un temsil ettiği sanatçıların estetik bakış açılarını derleyerek bu gerekliliğe işaret ediyor. Bu derleme farklılıkları silmek yerine direniş olanaklarını çoğaltıyor.
Ali Kazma’nın “Mezhaba” isimli videosu, keskin bir gözlemle, kökeni dini inanışlara dayanan kültürel pratiklerin meşru kıldığı şiddeti kapitalist üretim tarzının içinde yeniden konumlandırır. Hale Tenger’in ismini Laure Anderson’un “The Day The Devil” şarkısından alan “Bana Masumiyetimi Geri Ver” yerleştirmesi ise maddi ve manevi olanın boğucu yakınlığından, direnişin başka bir formu olarak kırılganlığı yeniden tesis ederek uzaklaşmayı önerir.
İnci Eviner’in çizimleri, figür ve taslak, birleşik desenler ve koyu hat çizgileri, incelikle resmedilmiş dokular ve damlayan boya arasındaki gerginliği korurken, sanatçının özgün görsel dili özneyi cinsel kimlik, kültür ve politikayla çevreleyen söylemlere sinmiş şiddeti söker, dağıtır, parçalara ayırır. Nazif Topçuoğlu ise Gericault’un kompozisyonlarına, Goya figürlerine ve Avrupa yağlıboya resim geleneğinde bilindik bir tema olan İsa’nın ölü bedenine yaptığı açık göndermeler ekseninde, yas imgelerini izleyicinin bakışını şaşırtarak ve genç kadınların itaatsizliklerinden kaynaklanan gücü öne çıkararak şiddetli karşılaşmalara dönüştürür.
Murat Morova’nın fotoğraflarında sanatsal müdahalenin kuvveti, şiddeti tanıyan ve yeniden şekillendiren kapsayıcı bir eylem olarak sanatsal faaliyeti yüceltir. Sanatsal deneyim, yokoluş olarak ölüme direnmek uğruna, sanatçının dünya üzerindeki varoluşunun işaretlerini hatırlatan izler bırakır. Mike Berg ise fırça darbesine benzeyen formları metal plakalar üzerinde katılaştırır, şimdiye kopmaz biçimde bağlı olan sanatsal edimi testere, çekiç ve keskinin yardımıyla zamansız işaretlere dönüştürür.
Küratörlüğünü İbrahim Cansızoğlu’nun üstlendiği “Öteki Ayaklanmalar” 3 Temmuz- 25 Ağustos 2012 tarihleri arasında Galeri Nev İstanbul’da görülebilir.